Bir vesileyle birbirinden haberdar olduğunuz biriyle denk getirip içilen 2 bira, edilen 3 – 5 cümleden sonra, ikinci görüşmenizde onun “dost” olacağına, hatta olduğuna karar verebilir misiniz?
Ya da bir adamla / kadınla tanışıp, harika sohbet edip, ikinci görüşmenizde “hiç gitme, hep kal” diyebilir misiniz? Cesaret ister değil mi? Ya o “dost” riyakarsa? Ya o adam / kadın göründüğü gibi değilse?
Dostluk, sevgi, uyum konserve değil, bakkal rafında satılmıyor. Üsküdar – Beşiktaş motoru hiç değil, 15 dakikalık periyotlarla karşımıza da çıkmıyor.
O zaman; o güzel insanları bulduğunuzda sarılın, bırakmayın. En fazla biri hakkında yanılmış olursunuz. Bir sonra karşınıza çıkacaklar hakkında da daha bilgili, donanımlı hale gelirsiniz. Ama dur bir bakayım, iki de tartayım dediğiniz her an, o sevgiyi, o dostluğu, o güzellikleri yaşayabileceğiniz süreden kaybettiğiniz anlardır. Ve geri gelmeyen tek sermaye zamandır.
Yaşayın, zira bir dahası yok.
* * *