Bu yazı tiyatro sanatının öğrettiklerini kullanmaktadır.
Yine de oyunculukla ilgili olduğunu söylemek çok da doğru olmaz.
Konservatuvar tiyatro bölümünde öğrenciyken, arkadaşlarla aramızda şakayla karışık sık sık kullandığımız bir cümleydi;
“Duygu tamam; teknik eksik.”
Bu, kabaca şöyle bir şey demekti; “Arkadaş, canhıraş oynuyorsun. O rolün ya da sahnenin gerektirdiği duyguyu göstermek için kendini paralıyorsun ama olmuyor. Ya söylediklerin hiç anlaşılmıyor, ya sahne kurgusu ve mizanseni sıkıntılı, ya sesin duyulmuyor ya da bedenin ve mimiklerin o parçanın gerektirdiği biçimde ve esneklikte değil”. Kısaca, “Duygu tamam; teknik eksik”. Yani, bir şeyler yarım. Yani, bir şeyler olmamış. Yani, kaçırdığın bir şeyler var. Yani, yapmak istediğin şey ile yapageldiğin ve bize gösterdiğin şey aynı değil.
Ne yapmak gerek o zaman?
Tekniğini geliştirmek; yani, gereğini yapmak. Sesini çalıştırmak ve duyulur hale getirmek, diksiyon ve fonetik üzerine çalışıp, ağzından çıkanları anlaşılır kılmak, bedenini geliştirip, ifade etmek istediklerine uygun formlara girmek için hazırlamak,vb,vb,vb…
Ama yalnızca oyunculukta değil ki “Duygu tamam, teknik eksik” durumu. Yaşamın pek çok yerinde isteklerimizle yaptıklarımız ya da bulunduğumuz yerler aynı olmayabiliyor.
Yaptığın işle, istediğin iş aynı değil. Her yerde de dile getiriyorsun. Ama bir bakmışsın, istemediğin iş yerinde emekliliğin gelmiş.
Büyük şehir karmaşasından bıkalı yıllar olmuş. Aklında bir sahil kasabasına, ya da Karadeniz yaylasına yerleşmek var. Çok mutlu olacaksın. Gün gelmiş, senin haberin bile olmadan, o nefret ettiğin şehrin mezarlığında aynı çukurun kim bilir kaçıncı mevtası olarak sonsuzluğa da o şehirde mahkum oluşuna dualarla başkaları tanıklık etmiş.
Aşık olmuşsun. Ama armudun sapı ve üzümün çöpü, aşkının yolunu tıkamış. Elini kirletmek istemiyorsan, bir çalı süpürgesine bakar yolu açmak. Odur, budur derken, a aaa… ne o? Gözlerin pek seçmiyor mu ne? O kocaman aşkın uğruna yazdığın şiirleri okumak için yakın gözlüğüne ihtiyacın var. Neredeydi o kerata? Bazı şeyleri de hemen hatırlayamıyorsun değil mi? Ama kaç yıl ve ne yaşamlar geçti, “O” hala aklında.
Yaşam ticaret gibi dostum. Çok çalışan, işinin inceliklerini öğrenen, onlar için emek veren, gerekli yatırımları yapan ama kesinlikle ve kesinlikle, körlemesine değil belki ama akılcı, hesaplanmış riskleri göze alanın kazandığı bir süreç.
İstemek ve “Allah sizi inandırsın, çok istiyorum. Bakın nasıl paralıyorum kendimi sahnede” demek yetmez anlayacağın. Tekniğini de geliştireceksin ve ikisini birleştireceksin.
Yeni işin gerekleri nelermiş öğrenecek, sonra en azından başvuracaksın.
Arada bir istediğin sahil kasabasına gidip, orada neyi nasıl yapabileceğini öğrenecek, para pul işini hesaplayıp düzenleyecek, sonra da arkana bile bakmayacaksın.
Aşk konusunu hiç açmayalım. Son dönemin en güzel hiciv cümlelerinden biri belki de “Seviyorsan, git söyle bence…”. Her şeyi anlatıyor zaten. Kimi istiyorsan, söyle. O da seni istiyorsa, başka hiçbir şeyi tartmadan yanında olmanın riskini al.
Hani ünlü bir fıkradır; cimri bir adam (ırkçı kimliklendirme tarafımdan sansürlenmiştir) her gece Tanrı’ya dua edermiş, “Tanrım ne olur… yıllardır her gece dua ederim. Şu piyangodan büyük ikramiyeyi bir kere de bana ver”. Adamın her gece aynı duayı etmesi artık meleklerin kanına dokunmuş. Gitmişler Tanrı’ya ve demişler ki;
“Ey bağışlaması bol Tanrım, yıllardır bu garibanın duası hepimizin yüreğini dağladı. Adam başka hiçbir şey istemez. İyi bir adamdır da. Sen ne istersen sadece oları yapar. Ne olur bir kerecik de piyango ona vursa? Senin her şeye gücün yeter.”
“Sevgili meleklerim. Ben de sizler kadar istiyorum… ama olan parasına kıyıp da bir kere piyango bileti almadı ki…”
Özetle, duygu tamam dostum… da, kıçını kaldırıp bir tanecik bilet almıyorsan, o da senin ayıbın.
Son not : Bir de tekniği kusursuz olup, duygudan yana nasibini almayanlar var… o daha tehlikeli. Başka bir yazıda konuşuruz. Tekniği eksik olanlar en azından kötü niyetli olmuyor.
* * *
hiç bir şeyin başlangıcı kolay değil. ama bir başladınmı '' dadından yinmez ''. cesaret dostum…
"Kimi istiyorsan, söyle. O da seni istiyorsa, başka hiçbir şeyi tartmadan yanında olmanın riskini al." Net…
Duygu tamam, teknik eksik!
Aklınıza, yüreğinize sağlık! Çok güzel kurulmuş bir bağlantı…
Ya “duygu eksik, teknik de eksik ancak birileri tarafından güzel ya da yakışıklı diye desteklenenler” ile çekilmiş kötü diziler, filmlere ne demeli… neyse sayelerinde seçici olmayı ve aptal kutusuna mahkum olmamayı öğrendik 🙂