Facebook ana sayfada her gün birkaç arkadaşımın, “artık falan ülkedeyiz hayırlısı”, “bilmem ne ülkesinin filan şehrinde ilk günümüz.” mesajlarını görüyorum. Hepsi de mutluluk, rahatlama ve huzurdan söz ediyor. Hepsi de bu ülkenin iyi yetişmiş, üretken çocukları.
Çocuk dediysem, 20li, 30lu yaşlarında değil çoğu. 40 hatta 50 civarı.
Çocuklarını ilk fırsatta yurt dışına gönderip, “kal orada, sakın dönme” diyen ağabey, ablalarımı hiç saymayayım. Onların da hepsinin yurtseverler olduğunu iyi biliyorum.
Suyunu, mineralini, tohumunu, fidanını yitiren toprak çölleşecek. Sonra da hiçbir şey yetişmeyecek.
Ardahan’a gönüllü gidip daha ilk gün darp edilip istifasını veren gencecik doktor kardeşim, döndüğü Ankara’da da kalacak mı? Kalanlar kime muayene olacak?
Sahi; Kanada vasıflı insan alıyormuş. Piyano akordörleri ilk sıralarda yer buluyormuş. Bu da 3 gün önceki sohbet. “Piyanolarımız akortsuz olsa ne olur?” değil mi? Zaten artık elektrikli kullanıyoruz. Ama yalnızca benim sınıf arkadaşlarımdan bile en az 5 piyanist zaten yurt dışında yaşıyor.
Çölllll …. deve gibi hissediyorum. Hörgücümdekiler beni ne kadar idare eder dersiniz?
* * *
Elbette çok üzücü😔
Bu durumda bayağı idare
edebilmeli!